Menu
Your Cart
200 TL VE ÜZERİ KARGO BEDAVA. İZMİR İÇİ ÜCRETSİZ TESLİMAT VE KAPIDA NAKİT ÖDEME SEÇENEĞİ

Biz Kimiz?

Hikayemiz

Ne kadar şanslıyım ki kalabalık çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Köyümüzün ancak cennet tasvirlerine konu edilebilecek eşsiz güzellikte manzaralarında, nergis ve sümbül  kokulu dağların ve bostanların arasında mutlulukla geçirdiğim çocukluk ve gençlik yıllarımın ardından hayat şartları tüm ailemizi İzmir’de biraraya getirdi. Büyük mücadelelerle kurduğum farklı sektörlerdeki şirketlerimle başarılı bir kariyere ulaşmıştım belki; ancak bu sözde “modern” ve  “konforlu” yaşantım beni mutlu etmek yerine artık boğmaya başlamış ve dayanılmaz bir hale gelmişti.

Gittiğimiz tatillerde bile aklım hala çocukluğumu geçirdiğim o küçük köyde ve köy hayatımızdaydı. Aile sohbetlerimizde sıkça o yıllara duyduğumuz özlemden bahsediyor, büyük şehirde doğup büyüyen çocuklarımızın doğal yaşamdan ne kadar uzak yetiştiğini ve ne kadar şanssız olduğunu, çocukluğumdaki tat ve kokuları hiçbir zaman duyamayacaklarını, modern hayatın getirdiği konforun aslında bizi özümüzden uzaklaştırdığını düşünerek büyük bir üzüntü duyuyordum.

İşte çiftliğimizin hikayesi de bundan 17 yıl kadar önce, tam da bu düşünceler zihnimde dolaşırken Seferihisar’da yol üstünde bir yerde çorba içmek için mola verdiğimde başladı. 

Yağmur sonrasında güneş açmış, taptaze hava ve ıslanmış çam ağaçlarının eşsiz kokusu beni büyülemişti. İşte o anda aradığım yerin burası olduğunu ve bir daha buradan kopamayacağımı hissetim. Lokanta sahibiyle yaptığımız sohbette öğrendiğim satılık 18 dönümlük araziyle, bugün 500 dönüme yayılan çiftliğimizin temellerini atmış oldum. Yıllar içinde diktiğim zeytin, nar, ceviz ve erik ağaçları şimdi adeta ormana dönüşürken, çocuklarım doğayı ve çiftlik hayatını tanısın diye aldığım 5-10 keçi,koyun, inek ve tavuktan ibaret olan çiftlik nüfusumuz da bu süre içinde kalabalıklaşmış; çiftliğimiz, yüzlerce koyun, keçi, inek ve kümes hayvanından oluşan bir doğal yaşam alanı haline gelmişti.

Başlangıçta sadece aile soframızda tüketmek üzere yaptığımız, köyümüzün tadında peynir, yoğurt, nar ekşisi, sucuk, biber sosları ve hiçbir kimyasal kullanmadan tamamen doğal yöntemlerle yetiştirdiğimiz meyve ve sebzeleri çiftlikte ağırladığımız dost ve akrabalarımıza ikram ederken, bu ikramların bir gün şehir dışından dahi gelen yoğun siparişlere dönüşeceğini tahmin bile edemezdim.

Çiftliğimizin isminin Aliş Amca olmasına gelince… Kaybıyla içimde doldurulamayacak boşluk bırakan, çiftliğimizin her köşesi anılarıyla dolu sevgili ağabeyim Koçali ARSLAN; ailemizin Aliş Amca’sı …  Çocukluk rüyam olan bu çiftlik sensiz olmazdı…